Missafir olarak 2021 yılı seyahat tercihleri alanında elde ettiğimiz verileri hem de sektörden edindiğimiz diğer bilgileri analiz ederek çeşitli çıkarımlar yaptık. Peki sektörün geleceğinde bizi hangi seyahat trendleri bekliyor?
Duyarlı Seyahat Trendleri – Bilincin Yükselişi
İklim krizi, pandemi ve daha pek çok etmenin tüketici olarak yaptığımız seçimleri kökünden değiştirdiği bir dönemdeyiz. Bu dönemin en büyük çıktılarından biri de duyarlı ve bilinçli tüketim eğilimleri oldu. Hayatın biraz daha yavaşladığı bu dönemde kendisiyle yalnız kalan insan, hem ruhunu hem de çevresini daha iyi gözlemleme ve anlama fırsatı buldu. Genel olarak hayata bakış açımızın yeniden şekillendiği bu dönemle birlikte çevreye, kültürel farklılıklara, kendi fiziksel ve ruhsal sağlığımıza, sevdiklerimize ve doğal güzelliklere karşı duyarlılığımız hızla arttı. Bunun yansımalarını seyahat alanında görmek de kaçınılmaz.
Pandemiyle birlikte büyük bir dönüşüm sürecine giren seyahat sektöründeki bu hızlı ve radikal değişimin daha da ivme kazanacağını, hayatımıza yeni giren seyahat trendleri ve modellerinin evrimleşerek devam edeceğini tahmin edebiliriz.
Kendimize iyi bakıyoruz! – Sağlıklı Yaşam Seyahat Trendi
Pandeminin bize hatırlattığı önemli gerçeklerden biri, fiziksel ve ruhsal sağlığımızın değerinin bilincinde olmamız gerektiğiydi. Bundan hareketle modern hayatın kırılgan lükslerinden uzaklaştığımız, doğanın iyileştirici kollarına sığındığımız, kendimize vakit ayırıp yaşamın renklerini takdir ettiğimiz deneyimler bir hayli rağbet görmeye başladı. 2019’da Skift tarafından yapılan ankete göre katılımcıların %71’i seyahatlerinde fiziksel ve zihinsel sağlıklarına iyi geleceğini düşündükleri aktivitelere yönelmeyi tercih ediyor. Bu araştırmanın yapıldığı zamanın üzerinden geçen stresli, kaygılı ve yorucu 2 yılın sonunda insanların koşturmacaya ara verme ve hayatı kucaklama ihiyacının daha da artış göstermiş olması da tahmin edilebilir.
Ağırdan alıyoruz! – Yavaş Seyahat Trendi
Az zamanda çok fazla yer keşfetme, daha çeşitli deneyimler kazanma hırsı yerini aheste, daha yavaş ve geniş zamanlara yayılan bir seyahat trendine bırakıyor. Özellikle çevreye duyarlılığın gelişmesiyle yıldızı yükselen trenle seyahat modasının da oluşmasına katkı sağladığı bu trend “paket turizm” anlayışına bir tepki de taşıyor. Bu yavaşlık aslında fiziksel bir durumu değil, zihinsel bir yaklaşımı temsil ediyor. Destinasyonda daha fazla zaman geçirmek, o yerin kültürünü ve dokusunu tamamıyla özümsemek, acele deneyimlerin aksine sindire sindire deneyim kazanmak anlamına geliyor. Cittaslow hareketiyle de kesişen bu seyahat trendi hayatın zevk alınacak bir hızda yaşanmasını savunuyor. GlobalData’nın 2021’in ilk çeyreği için hazırladığı rapora göre katılımcıların büyük kısmı (%22) 10 gecelik konaklamaları daha kısa süreli olanlara tercih ediyor. Bu eğilimin pandemi sonrasında da devam edeceği öngörülüyor.
Dönüşüm muhteşem olacak! – Dönüşüm Turizmi Trendi
Sağlıklı yaşam turizminin bir dalı olarak ortaya çıkıp geliştiğini söyleyebileceğimiz dönüşüm turizmi aslında yeni bir trend sayılmaz. İnsanların ilgi alanlarına göre kendilerini geliştirebilecekleri, yeni ve “dönüştürücü” deneyimler kazanabileceği tatillere yöneldiği bu seyahat trendi pandemiyle birlikte büyük bir ivme kazandı. Bu deneyimler yeni destinasyonlar keşfetme, gurme tadımlar yapma, sanat guruluğu, ekstrem sporlar gibi genel veya spesifik alanlarda kişisel gelişim odaklı olabiliyor. İçsel yolculuğu temsil eden bu trendi, sonucunda ruhsal ve zihinsel olarak bir dönüşüm geçireceğiniz “Ye, Dua Et, Sev” seyahati olarak da düşünebiliriz. Bahsi geçen Skift anketine göre katılımcıların %40’ı gönüllülük projelerinin olduğu, %44’ü de sağlıklı yemek hazırlama atölyelerinin olduğu bir tatile yöneliyor.
Yeni seyahat trendleri tatile “anlam” katıyor.
Ailemizle vakit geçiriyoruz.
Covid-19 salgınının şekillendirdiği yeni yaşam düzenimizin aile bağlarını güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Aile bireylerinin birbirine daha da yakınlaştığı, ilişkilerinde daha fazla anlayış ve samimiyetin olduğu dinamiklere yöneldiği bir dönemin başlamasıyla ailece kaliteli vakit geçirme trendinin de yükselişe geçtiğini gördük. Vrbo’nun 2021’de ailelerle düzenlediği seyahat trendleri raporu gösteriyor ki katılımcıların %31’inin bir sonraki tatil için plan yaparken tek amaçları, aileleriyle birlikte vakit geçirmekti. Özellikle daha yaşlı olan aile bireylerinin de dahil olduğu, farklı jenerasyonların bir araya geldiği, geniş aile olarak çıkılan tatillere 2022’de de tanık olmaya devam edeceğiz.
Doğaya dönerken konfordan ödün vermiyoruz.
Missafir’in 2021 yılı için verileri gösteriyor ki yaz sezonunun en yoğun olduğu aylarda bile Sapanca ve Kartepe gibi doğayla iç içe olan sakin bölgeler yüksek talep görüyor. Bunda doğaya dönüş hareketinin hız kazanması ve izolasyonun hala hayati olması da etkili. Ancak her ne kadar pandemi bizi doğanın gösterişten uzak, sade ve iç açıcı atmosferine yönlendirse de, özellikle de kapanma dönemini de hesap edersek zamanımızın büyük çoğunluğunu evimizde geçirdiğimiz için, alıştığımız bir rahatlık ve konfor düzeyi de var. Bu sebeple pandemi öncesinde hayatımıza giren glamping vb rahat kamp seyahat trendi, pandemi sonrasında eskisinden daha da fazla talep görüyor. Research and Markets’ın sunduğu 2021 Global Glamping Pazar Raporu’na göre Özellikle Y ve Z jenerasyonları için çok cazip gelen bu tatil biçiminin pazar hacminin 2028’e gelindiğinde 5.41 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Doğallığı lüksle buluşturan bu yeni nesil kamp deneyiminde sadece özel çadırlar ve teknolojik donanımlı karavanlar değil, eşyalandırılmış bungalovlar ve mini evler de epey tercih edilen konaklama biçimleri.
Sürdürülebilirliğe yöneliyoruz.
İklim krizine karşı farkındalığın gözle görülebilir oranda artış gösterdiği bu dönemde seyahat alışkanlıklarında da sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı ön plana çıktı. Bir taraftan seyahat edilen bölgenin doğal güzelliklerini keşfederken diğer taraftan ağaç dikmek ve imkanı olmayanlar için yaşam alanları oluşturmak gibi faydalı etkinliklere katılabileceğiniz ekoturlar hala fazlasıyla tercih ediliyor. Ayrıca seyahatlerinde karbon ve su ayak izini azaltarak çevreye verilen zararı en aza indirme yöntemlerini araştırıp uygulayan gezginlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Bu kapsamda seyahat edenler hem yerel kültürü yaşatan hem de doğaya olumsuz etkisi daha az olan alternatif konaklama seçeneklerine yöneliyorlar. Statista’da yer alan rapora göre 2019’da 181.1 milyar dolar değeri olan ekoturizm pazarının 2027’de 333.8 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Sürdürülebilir seyahat trendi ile ilgili daha detaylı bilgiye sahip olmak isterseniz ekoturizm hakkındaki blog içeriğimizi okumanızı tavsiye ederiz.
Tüm bu trendlerin dışında pandeminin getirdiği diğer seyahat eğilimleri de daha öncesinde ziyaret edilen yere tekrar tatil düzenleme, esnek seyahat planlarına ve açık alan deneyimlerine yönelim var.
2022 Seyahat Trendleri için Missafir
Missafir’in portföyü, bu trendlere uyum sağlayacak şekilde zengin ve çeşitli. Konuklarımızın doğanın kalbinde sadeliğin hüküm sürdüğü fakat lüksün de eşlik ettiği bir deneyim yaşaması da, geniş aileleriyle kalabalıklardan uzak ferah bir yerde konaklamaları da, yerel kültürü ya da kendilerini doyasıya keşfetmeleri de mümkün. Sürekli değişen ve farklı koşullar doğrultusunda şekillenen seyahat trendleri Missafir’i farklı ihtiyaçlara cevap verecek biçimde yenilikleri benimsemeye teşvik ediyor.
…
Missafir olarak kısa ve orta vadeli kiralamalarda ev sahiplerimize uçtan uca yönetim desteği sunuyoruz. Ev sahiplerimiz hiçbir problemle uğraşmadan kolay, güvenilir ve stressiz bir kiralama deneyimi yaşayabiliyor; evlerinden daha fazla kira geliri elde edebiliyor. Bu süreçte misafirlerimiz de zengin ürün yelpazemiz içerisinden beklentilerine ve zevklerine uygun olan evlerimizde 5 yıldızlı otel kalitesi ve ev konforunda konaklama fırsatını yakalıyor. Hakkımızda daha fazla bilgi edinmek için internet sitemizi inceleyebilirsiniz.
