İstanbul, her köşesinde farklı bir tarih, farklı bir kültür barındıran bir şehir. Bu zenginliğin tam merkezinde, eskiyi ve yeniyi bir arada barındıran, çok kültürlü ve rengarenk bir semt yer alıyor: Balat! Balat, adeta zaman makinesine binmiş gibi hissettiren, tarihi dokusu ve benzersiz atmosferi ile büyüleyici bir semt. Bu yazımızda, İstanbul’un bu nadide köşesi Balat’ı birlikte keşfedeceğiz. Balat gezilecek yerler listemizle tüm noktalara hakim olacaksınız. Sizi, renkli sokakları, etkileyici tarihine tanıklık eden yapıları, sanatla harmanlanmış yaşam tarzı ve tadına doyulmaz lezzetleriyle Balat’ın büyülü dünyasına davet ediyoruz. Hazır mısınız? O zaman başlayalım ve Balat’ın keşfedilmeyi bekleyen güzelliklerini birlikte ortaya çıkaralım!
Balat Tarihi
Balat, Bizans döneminden beri çeşitli toplulukların yaşadığı, tarih boyunca birçok kültürel değişimden geçmiş bir semt. Çok kültürlü yapısı, semt halkının hayatına, evlerine, sokaklarına ve hatta lezzetlerine yansımış. Balat’ın tarihi yapıları, bu dönemlere ait izler taşıyor ve semtin hikayesini anlatıyor.
Fener ve Balat’ın birbirine bağlı semtlerinde, bir zamanlar Yahudi, Rum, Ermeni ve Türk toplulukların yaşadığını gösteren çok sayıda tarihi yapı bulabilirsiniz. Bu nedenle her yapı kendine has bir kimlik taşımaktadır. Örneğin üç katlı, ön yüzü dar, cumbalı ve renkli bir bina görürseniz bilin ki, geçmişte o evde bir Musevi aile yaşıyordu. Sokaklarda dolaştıkça semtin zengin tarihini ve çok kültürlülüğünü daha iyi anlayacaksınız. Yan yana veya aynı sokakta cami, kilise veya sinagog görebilirsiniz. Geçmişte kilise veya sinagog olup sonradan camiye çevrilen birçok yapıyı da.
Balat ismi, Rumca “saray” anlamına gelen “palation” kelimesinden türemiştir. Bizans döneminde birçok millet ve kültürden Hristiyan’ı barındırmıştır. Balat, 15. yüzyılda İspanya’dan kaçan Sefarad Yahudilerin padişah II. Bayezid tarafından bölgeye yerleştirilmeleri sonucunda Musevi mahallesine dönüşmüştür. Sefarad Yahudilerin bölgeye yerleşmeleri, aynı zamanda Musevi toplumunu da buraya çekmiştir. Böylece bölgedeki Yahudi popülasyonu artmıştır.
Fener-Balat-Cibali
Balat’ı tam anlamıyla tanımak ve anlamak için, aynı zamanda ona komşu olan Fener ve Cibali’yi de bilmek gerekiyor. Çünkü bu bölge, bu üç semtin kendine has sosyokültürel yapısını anlamadan anlaşılamaz. Cibali, o dönemlerde bölgede çoğunlukla Müslüman nüfusun yaşadığı semttir. Bunun yanında, Rum nüfusun yoğunlukta olduğu Fener semti ise, Hristiyanların yoğunlukta olduğu bir semtti. Son olarak Balat ise bahsettiğimiz gibi bir Musevi mahallesi kimliğindeydi. İşte bu komşu üç semt, farklı din ve milletten binlerce insana ev sahipliği yapmıştır. Her şeye rağmen yüzlerce yıl bölge insanları kardeşçe yaşamlarını sürdürmüştür.
Hatta bu durum 19. yüzyıla kadar devam etmiştir. Ancak 19. yüzyıl sonlarına doğru bölgedeki Musevi nüfus Galata’ya göç etmeye başladı. Sonrasında 1942 Varlık Vergisi uygulaması ile göçler arttı. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıyla toplu göçler oldu. Bu gelişmeler sonucunda artık günümüze bölgedeki Musevi nüfus yok denecek kadar az.
Balat Gezilecek Yerler: Balat Tarihi Yapıları
1. Fener Rum Patrikhanesi
Fener Balat gezilecek yerler listemizin başında, Fener Rum Patrikhanesi yer alıyor. Yapının resmi adı Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi’dir. Burası 250 milyonluk Ortodoks Hristiyan dünyası için en önemli kilise konumunda. Çünkü Bizans döneminden kalma bu dini yapı, Ortodoks dünyasının ruhani merkezi olma özelliğini taşıyor. Yapının içerisinde yer alan eserler, ziyaretçilere hem tarihi hem de kültürel bir zenginlik vadediyor.
Balat’a gidip de Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmemek olmaz. Eğer gezinizi pazar gününe denk getirirseniz ayine de katılabilirsiniz. Burayı Fener Balat ziyaret listenize eklemeyi sakın unutmayın!
2. Aya Yorgi Kilisesi
Fener Balat gezilecek yerler listemizde önemli bir yer tutan Aya Yorgi Kilisesi, bu tarihi semtin en görkemli yapılarından biri. Bu yapı Fener Rum Patrikhanesiyle aynı komplekste yer alıyor ve aynı avluyu paylaşıyor. Bizans döneminden kalma bu etkileyici kilise, en eski Ortodoks kiliselerinden. Kilisenin içerisinde Ortodoks inancı için çok kıymetli sanatsal freskler ve objeler var. Kendine has mimarisi ve dikkat çekici süslemeleri ile Fener Balat’ın tarihi ve kültürel zenginliğinin en önemli ögelerinden.
Kiliseyi ziyaret ederek eserleri incelemek ve mum yakıp dilek tutmak mümkün. Pazar sabahları ayin yapıldığından cemaat üyeleri dışında kiliseye giriş yasak. Ziyaretinizi buna göre planlamanızı tavsiye ederiz!
3. Fener Rum Erkek Lisesi(Kırmızı Mektep)
Fener Rum Erkek Lisesi, Fener Balat’ın kalbinde yükselen, kırmızı tuğla dokusu ve görkemli yapısıyla göz kamaştıran bir yapı. Okulun halk arasında bilinen ismi Kırmızı Mektep. Dışarıdan bakıldığında bir saray görüntüsü sunan Fener Rum Erkek Lisesi, Fener Rum Patrikhanesi ile karıştırılabiliyor. İstanbul’un siluetine ayrı bir anlam katan bu yapı, Bizans dönemine uzanan Rum topluluğunun en eski ve değerli eğitim kurumu. Çünkü okul Bizans döneminde Patrikhane Akademisi işlevi görmüş. İstanbul’un fethinin ardından ise Fatih’in izniyle Fener Rum Mektebi Kebir adı altında eğitim vermeye başlamış.
Kırmızı tuğlalarıyla büyüleyen, bir kaleyi andıran bu yapının bildiğimiz hali, 1881 yılında inşa edildi. Liseyi bu okulda okuyup İtalya’da mimarlık eğitimi alan Konstantinos Dimadis imzası taşıyor. Yüksek ve geniş cephesi, kubbeli kulesiyle bu mektep, Haliç kıyılarından dahi kolayca görülebiliyor. Balat’ın en görkemli yapıları arasında yer alıyor.
Fener Rum Erkek Lisesi hâlâ eğitim faaliyetlerine devam ediyor. Bir zamanlar 600 öğrenciye ev sahipliği yapan bu okul, bugün sadece sayılı öğrenciye eğitim veriyor. Fener’e yolunuz düşerse bu görkemli Kırmızı Mektep’i mutlaka görmenizi öneririz. Ancak, içini gezmek için özel izin gerekiyor. Yalnızca dışarıdan gözlemlemekle yetinmek zorunda kalırsanız bile, bu ihtişamlı yapı karşısında hayranlığınızı gizleyemeyeceksiniz.
Balat Kısa Dönem Ev Kiralama Fırsatını Kaçırmayın!
4. Kanlı Kilise(Moğolların Meryemi Kilisesi)
Balat’ın tarih kokan sokaklarında, hüzün ve acı dolu bir hayat hikayesine ev sahipliği yapan Kanlı Kilise sıradaki durağımız. Bilinen bir diğer adı da Moğolların Meryemi Kilisesi’dir.
13. yüzyıl sonlarında Roma İmparatoru Mihail Paleologos’un kızı Maria Moğollara gelin gitmiştir. Hülagû Han’la evlenmek üzere gitti ancak o gidemeden hükümdar hayatını kaybetti. Bunun sonucunda Hülagû Han’ın oğlu Abhaka Han ile evlendirilmiştir. Yıllar içinde, Şaman inancına sahip olan eşini Hristiyan inancına döndürmüştür. Bunu öğrenen kardeşleri ise onu katletmiştir. Maria da bu olaylar sonucu İstanbul’a gönderilmiştir. Maria İstanbul’a dönünce bu kiliseyi yaptırmış ve rahibe hayatı yaşamıştır.
İstanbul’un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmet’in çıkardığı özel fermanla kilise olarak korunmaya devam etmiştir. Kilise dört yapraklı yonca planıyla kendine has bir yapıdadır. Bu kiliseyi eşsiz kılan bir diğer unsur, İstanbul’da fetih sonrası camiye dönüştürülmeyen tek kilise olmasıdır.
Fener Balat’ın kalbindeki bu kilisenin bahçesinde soluklanıp, tarihin izlerini sürmek mümkün. Ancak, kilisenin kapılarının kapalı olması da mümkündür. Ayrıca içeride fotoğraf çekmek yasak. Eğer şansınız yaver giderse 16.00 öncesi girebilirsiniz.
5. Sveti Stefan Bulgar Kilisesi
Sırada, Haliç’in parıltılı sularının yanında gururla yer alan Sveti Stefan Bulgar Kilisesi var. Kilise, barındırdığı tonlarca demirin soğukluğu ve sırtını dayadığı toplumun sıcaklığı arasında mükemmel bir denge kuruyor. Ayrıca, bu etkileyici yapının bir diğer adı da Demir Kilise’dir. Adını da aldığı demir, kilisenin dört bir yanını, duvarlarından merdivenlerine, kabartmalarından çan kulesine kadar sarmalar. Bu özelliği onu tüm dünyada eşsiz kılar.
Kilisenin hikayesi, 19. yüzyılın milliyetçilik dalgalarının Ortodoks Bulgar cemaatinin kalplerinde yarattığı bağımsızlık arzusuna dayanır. Padişah Abdülaziz, Bulgarların talebini kabul ederek, onlara kendi dillerinde ibadet edebilecekleri bir yer inşa etme hakkını vermiştir. İstanbul’un güzide semti Fener Balat’ta, Haliç kıyısında, 500 ton demirle benzersiz bir yapı oluşturulmuştur.
Kiliseyi ziyaret ettiğinizde, vitrayların yarattığı renk cümbüşüne tanıklık ederken aynı zamanda kilisenin alt katında sergilenen mekanizmaları da görebilirsiniz. Bu mekanizmalar sayesinde kilise Haliç’e sabitlenmiştir ve yıllar boyunca ayakta durmuştur.
Kilise, 2018 yılında restorasyonu tamamlandığından beri ziyarete açık. Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
6. Balat Surp Hreşdagabet Ermeni Kilisesi
Balat Surp Hreşdagabet Ermeni Kilisesi de Balat’ın kültürel zenginliğini temsil eden yapılardandır. ‘Baş Melek’ anlamına gelen Hreşdagabet ismi, kilisenin Baş Melekler Mikhail ve Cebrail’e adanmasından geliyor. Bölgede yoğunlaşan Ermeni cemaatine tahsis edilen bu yapı aslında bir Ortodoks Rum kilisesiydi. Bu sebeple kilisenin altında bir kutsal su alanı da bulunmaktadır.
Bir zamanlar kaderine terk edilmiş olan başka bir kilisenin yerine 1835’te inşa edilmiştir. Yapılan onarım ve restorasyonlarla birlikte zamanın dişlilerine direnmiştir. Kilisenin iç mekânı, Aya Yorgi’nin bir ejderhayı öldürüşünü ve İsa’nın Göğe Yükselişi’ni gösteren kabartmalarla süslenmiştir. İçi, dış cephesinden daha görkemli ve süslüdür.
Surp Hreşdagabet, ‘Mucizeler Kilisesi’ olarak da anılır çünkü Eylül ayının her ikinci Cumartesi günü düzenlenen ve hastaların şifa bulduğuna inanılan ayinle tanınıyor. Bu etkinliğe katılmak isteyenlerin kalabalığı göz önünde bulundurarak özellikle erken gelmeleri öneriyoruz. Ziyaret etmek isteyenler için kilise, Perşembe ve Pazar günleri saat 14.00’e kadar açıktır.
7. Ahrida Sinagogu
Ahrida Sinagogu da Balat’ın dini çeşitliliğin kalbinde gururla taşıdığı yapılardan biri. Barok tarzındaki bu muhteşem yapı, İstanbul’un en eski sinagogu unvanını elinde tutuyor. Adını bölgeye göç eden Yahudilerin memleketi Makedonya Ohri kentinden alıyor. Yapı 15. yüzyıldan günümüze ulaşmayı başarmıştır. Sinagog’un en dikkat çeken noktası, goblenlerle süslü Kutsal Sandık ve Teva adı verilen dua kürsüsüdür. Gemi pruvasını anımsatan kürsünün “Nuh’un Gemisi”ni temsil ettiği söylenir.
Ahrida Sinagogu, ayrıca İstanbul’daki en geniş sinagoglardan biri olmasıyla da tanınıyor. Tarihi ve mimarisiyle dikkat çeken yapı, farklı inançları bir arada barındıran Balat’ın çeşitli yüzünü yansıtıyor. Ancak, sinagog ziyareti öncesi hahambaşılıktan randevu almanız ve sabah 10.00’dan önce gelmeniz gerekiyor. Sinagoga giriş izni almanın oldukça zor olduğunu hatırlatalım. Ancak en kötü ihtimalle etkileyici dış cephesini gözlemleme fırsatı bulacaksınız.
8. Yuvakimyon Rum Kız Lisesi (Yoakimion Rum Kız Lisesi)
Fener Balat mahallesinde yer alan Yuvakimyon Rum Kız Lisesi, eğitimin yanı sıra, kültür ve sanata da ev sahipliği yapmış bir okul. 1882 yılında hizmet vermeye başlayan bu özel lise, Fener Rum Patriği 2. Yoakim’in bağışladığı arsada inşa edilmiş. Patrik kız çocuklarının eğitimine çok önem verirmiş. Pahalılıktan dolayı okuyamayan kız çocukları için bu okulu yaptırmış. Ancak ne yazık ki tamamlandığını göremeden hayata gözlerini yummuş. Okul Patrik II. Yoakim’in ölümünden sonra yerine gelen Patrik III. Yoakim tarafından tamamlandı. Bu sebeple adı “Yoakimion” yani “Yoakimlerin eseri”.
Okul yıllarca Rum kızlarına yüksek seviyede eğitim fırsatı sundu. Rum aileler kızlarını bu okulda okutmak için yarışırmış. 1987 yılında son mezunlarını veren okul, 1988’de öğrenci yetersizliği nedeniyle kapandı. 2013’te Yunan sanatçı Kalliopi Lemos’un sergisine ev sahipliği yaptı. Şu an terk edilmiş olsa da, üst katından sunulan Haliç manzarası fotoğrafçılar için hazine niteliğinde. Yuvakimyon Rum Kız Lisesi, hem eğitim dünyasına verdiği katkılar hem de sahip olduğu zengin tarihle Fener Balat’ın unutulmaz yapılarından biri olarak kalmaya devam ediyor.
9. Özel Maraşlı Rum İlköğretim Okulu
İstanbul’un tarihi Fener Balat semtinde, Patrikhane girişinin Cibali yönünde ilerleyen yolun sonunda karşınıza çıkacak olan Özel Maraşlı Rum İlköğretim Okulu, mimarisi ve tarihçesiyle dikkat çekiyor. 1901 yılında eğitime başlayan bu görkemli okulu, Odesa Şehri Belediye Başkanı Grigoris Maraslis yaptırmış. Okul giderlerini ise Patrikhane tarafından karşılıyormuş. Antik Yunan tapınaklarını andıran dört sütunlu girişi ve Neo-Klasik tarzıyla şehrin tarihi dokusuna katkı sağlıyor.
Günümüzde eğitim evi olarak hizmet devam eden okul, zaman zaman restorasyon çalışmalarına da sahne oluyor. Fener Rum Lisesi’nden geri kalmaması düşüncesiyle görkemli bir yapı hedeflemişler, ama beklenen görkeme erişememiş. Yine de okul, tarihi ve estetik yapısıyla sokakları keşfeden herkesin ilgisini çekiyor. Okulun hemen karşısındaki renkli Fener Balat evleri de konuma ayrı bir görsel zenginlik katıyor.
10. Ferruh Kethüda Camii
Ferruh Kethüda Camii, 1562 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilen küçük bir camiidir. Tekfur Sarayı’ndan getirilen çinilerle süslenen mihrap, yapının en dikkat çekici detaylarından. Caminin bahçesinde ise bir güneş saati var.
Camii zamanında bir külliye olsa da, 1877 yılında çıkan yangın sonrası sadece cami ayakta kalmış. 1986 yılında büyük bir restorasyon geçiren bu cami, şimdi hem ziyaretçilere hem de ibadete açık. Tarihi İstanbul camileri arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü mimarı normalde görkemli yapılarıyla tanıdığımız Mimar Sinan! Fener Balat’ı ziyaret edenler için, bu zarif ve şirin cami şüphesiz görülmesi gereken yerlerden.
11. Gül Camii
Balat Cibali bölgesinde yer alan Gül Camii, hem mimarisi hem de tarihiyle büyüleyici bir yapı. 8. yüzyılda İmparator 3. Leon tarafından Aya Theodosia Kilisesi olarak yaptırılan bu yapı, Bizans döneminin önemli ibadethanelerinden biriydi. Rivayete göre İkona Kırıcılık Dönemi’nde ikonalara karşı çıkan bir kadın olan Teodosia’nın öyküsü, kilisenin adının da kaynağını oluşturur.
İstanbul’un fethi, kilisenin güllerle donatıldığı bir yortu gününe denk gelmiş. Osmanlı askerlerinin ilgisini çeken yapı, daha sonra camiye dönüştürülmüş. Bu tarihi rastlantı nedeniyle de Gül Camii adını almış. Haç şeklindeki yapısı ve iç mekandaki Davut yıldızı boyamalarıyla kilise özelliklerini korumaktadır. Gül Camii’nin iç duvarlarında 19. yüzyıldan kalma nakışlar da dikkat çekerken, Haliç kıyısındaki güzel konumuyla da ziyaretçilerine eşsiz bir manzara sunmaktadır. Tarihi zenginliği ve özgün mimarisiyle Gül Camii, İstanbul’un kültürel mozağinde parlayan değerli bir taştır.
12. Atik Mustafa Paşa Camii
İstanbul’un tarihi dokusunu yansıtan Atik Mustafa Paşa Camii, kiliseden camiye çevrilen yapılardandır. Yapı 9. yüzyılda Aya Tekla Kilisesi olarak inşa edildi. 1490 yılında II. Bayezit döneminde vezir Koca Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bu tuğla yapılı şirin mabedin diğer adı da Hazreti Cabir Camii’dir. Kuzey duvarında yer alan özgün güneş saati ile dikkat çeker.
Aynı zamanda zamanında önünde bulunan vaftiz havuzu ile de tanınmıştır. Vaftiz havuzu şimdilerde camiden kalan diğer eserlerle birlikte İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde. Bu camii, tarihi derinliği, sade mimarisi ve güneş saati ile ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor.
Balat Kısa Dönem Kiralık Evlerimiz Sizi Bekliyor!
13. Küçük Mustafa Hamamı
İstanbul’un Balat semtinde yer alan Küçük Mustafa Paşa Hamamı, Osmanlı’nın önemli tarihi yapılarından biri olarak dikkat çeker. 15. yüzyılda, II. Beyazıt dönemi sadrazamlarından Küçük Mustafa Paşa tarafından yaptırılan bu yapı, döneminin en özgün çifte hamam örneklerinden biridir. Muhteşem dev kubbesi önceden ibadethane olduğu iddialarına yol açmıştır. Erkek ve kadın bölümleri ayrı olan hamam, 1995 yılına kadar hizmetine devam etti.
Daha sonrasında restorasyon çalışmalarıyla yenilenen Küçük Mustafa Paşa Hamamı, etkinlik mekanı olarak kullanılmaya başlamıştır. Sergi, bienal ve seminer gibi kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmakta olan bu tarihi mekan, İstanbul Bienali ve Yeditepe Bienali gibi yıllık etkinliklere de kapılarını açmaktadır. Hem tarih severlerin hem de sanatseverlerin ilgisini çekecek olan bu eşsiz yapı, Cibali’de Gül Camii’yle karşılıklı konumda ziyaretçilerini bekliyor.
14. Cibali Tütün Fabrikası
İstanbul’un tarih kokan semtlerinden Cibali’de, Fener ve Balat’a geçiş noktasında yer alan Cibali Tütün Fabrikası, kentin endüstri ve eğitim tarihinin önemli yapıtaşlarından. 1884 yılında II. Abdülhamit döneminde, Osmanlı’nın tütün tekelini elinde bulunduran Düyûn-ı Umûmiye’ye bağlı Reji Şirketi tarafından inşa edilen bu bina, Cumhuriyet’in ilk yıllarının ardından Cibali Tütün ve Sigara Fabrikası olarak anılmış. Fabrika dönemin önemli mimarı Alexandre Vallaury’nin tasarımı. Demir, döküm, cam, tuğla gibi malzemelerin kullanımı nedeniyle ülkemizin ilk modern fabrika örneklerinden biri olmuş. 1946’da ilk yerli puro, 1956’da ilk yerli sigara Samsun burada üretilmiştir.
1995’te kapanan fabrika, detaylı bir restorasyon sonrasında 2002 yılından itibaren Kadir Has Üniversitesi oldu. Restorasyon sırasında bir 13.yy Bizans sarnıcı ve bir 16.yy Osmanlı hamamı ortaya çıktı. Üstü camdan platformla kaplanan bu tarihi kalıntıları ziyaretçiler, ücretsiz olarak ayaklarının altında görebilmektedir. Ödüllü restorasyonu ve süreli sergileriyle de dikkat çeken bu tarihi bina, aynı zamanda geçmişi ve geleceği bir araya getiren eşsiz bir mekân olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Balat Gezilecek Yerler: Balat Sokakları
15. Balat Renkli Evler
İstanbul’un tarihi Balat semtinde gezinirken karşınıza çıkan renkli evler, şehrin en karakteristik ve fotojenik köşelerinden birini oluşturuyor. Cumbalı, ahşap yapıdaki bu evler, Balat’ın kültürel ve tarihi dokusunu yansıtan birer sanat eseri gibi duruyor. Yıllara meydan okuyan bu yapılar, dönemin mimari tarzını ve mahalle kültürünü bugüne taşıyor. Bu yüzden de, her biri farklı bir renkteki bu evler, gezginlerin ve fotoğrafçıların uğrak noktası haline gelmiştir.
Kiremit Caddesi, Sancaktar Yokuşu, Merdivenli Yokuş bu evlere rastlayabileceğiniz Balat sokaklarıdır. Şehrin karmaşasından uzak, sakin bir sokakta yürüyüş yapmak isteyenler için Balat’ın renkli evleri, adeta bir zaman yolculuğu sunar. Eğer siz de İstanbul’un bu otantik ve renkli yüzünü keşfetmek isterseniz, Balat’ın bu eşsiz evlerine mutlaka bir ziyaret planlamalısınız.
16. Balat Renkli Merdivenler
Balat sokaklarında yürürken, Fener Balat rotasının en göz alıcı noktalarından Balat renkli merdivenler karşınıza çıkacak. Bu merdivenler, sadece renkleriyle değil, sunduğu benzersiz manzara ve etrafta bulunan kafelerle de dikkat çeker. İncir Ağacı kahvesi, bu merdivenlerin hemen yanında, ideal bir mola yeri.
Renkli merdivenlerde oturup kahvenizi yudumlarken, bir yandan da Balat’ın tarihine, kültürüne ve sanatına dair izler taşıyan bu bölgenin ruhunu hissedebilirsiniz. Özellikle fotoğrafçılar için adeta bir cennet olan bu mekân, İstanbul’un unutulmaz güzelliklerinden birini yaşamanızı sağlayacak.
Missafir farkıyla İstanbul full eşyalı kiralık dairelerimizde ayrıcalıklı bir konaklama deneyimi sizi bekliyor!
17. Kiremit Caddesi
Kiremit Caddesi, İstanbul’un tarihi Balat semtinde, ziyaretçilerine eşsiz bir görsel şölen vadediyor. Renk cümbüşü sunan eski ve yeni evlerin yan yana dizildiği bu cadde, adeta bir ressamın tuvalindeki renkler kadar canlı ve etkileyici. Fener Rum Erkek Lisesi’nden aşağı inen sokakla kesiştiği yerde başlayan Kiremit Caddesi, yer yer oldukça dik yokuşlu bir yapıya sahip. Bu sebeple yaz aylarında sıcakta yorulmamak için yanınıza bolca su almanızı tavsiye ediyoruz.
Balat’ın en popüler ve en çok aranan caddelerinden olan Kiremit Caddesi, bölgedeki en güzel fotoğraf karelerini yakalamanıza olanak tanırken, bunun yanında ara sokaklarda karşılaşacağınız beklenmedik İstanbul manzaraları da sizi şaşırtacak! Instagram’lık fotoğrafların adresi olan bu caddeye ulaşmak için en rahat rota, Vodina Caddesi üzerinden yukarı doğru ilerlemek. Fener Balat’ın bu eşsiz güzellikteki caddesini keşfetmek, renklerin dansını izlemek isteyenler için Kiremit Caddesi, kesinlikle kaçırılmaması gereken bir durak.
18. Merdivenli Yokuş
Balat’ın kalbinde, tarihi dokusu ve büyüleyici atmosferiyle Merdivenli Yokuş, fotoğraf tutkunlarının ve gezginlerin vazgeçemediği duraklardan. Adını Arnavut kaldırımlı merdivenlerden alan bu eşsiz yokuş, pastel renkli, cumbalı ahşap evleriyle adeta bir resim tablosu gibi. Merdivenli Yokuş, özellikle hafta içi günlerde, güneşin gökyüzüyle dans ettiği anlarda, adım adım ilerlerken gökyüzüne doğru tırmanıyormuş hissi uyandırır. Bölge UNESCO Kültür Mirası projesi kapsamında aslına uygun olarak restorasyon geçirdi.
Bu özel yokuşta basamaklara oturup kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Bunun yanında sol taraftaki evlerin önünde harika fotoğraflar çekmek de mümkün. Hafta sonları ise erken saatlerde gelmeniz, sokağı daha sakin ve huzurlu bir atmosferde keşfetmeniz için ideal. Renkleri, tarihleri ve dokusuyla Merdivenli Yokuş, Balat’ın şüphesiz en çok aranan ve en çok fotoğraflanan köşelerinden biri. Siz de kaçırmayın!
19. Sancaktar Yokuşu
Balat’ın kalbinde yer alan Sancaktar Yokuşu, en bilindik ve en çok fotoğraflanan sokaklardan biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle sosyal medyada sıkça karşılaştığınız, iki sokak arasında yer alan pembe binalı o meşhur kare, bu yokuşun başında yer alıyor. Yokuşu yukarı doğru ilerledikçe, denize açılan sokaklar ve bölgenin canlı atmosferi sizi hemen büyüleyecek.
Balat turu için de ideal bir başlangıç noktası olan Sancaktar Yokuşu, hem Fener’deki tarihi ve turistik cazibe merkezlerine yakın, kendine has güzelliğiyle eşsiz bir bölge. Yukarıdan bakıldığında, yolu ikiye ayıran sokaklar ve rengarenk binaların dansı, her fotoğraf karesinde başka bir hikaye anlatıyor. Kısacası, Balat’ın bu eşsiz yokuşundan geçmemezlik yapmayın!
20. Çıfıt Çarşısı
İstanbul’un tarihi Balat semtinde yer alan Çıfıt Çarşısı, renkli ve hareketli bir çarşı deneyimi arıyorsanız doğru adres. Osmanlı döneminde Yahudilere verilen “Çıfıt” isminden alan bu çarşı, meydan ve çevresindeki Leblebiciler Sokak ve Lavanta Sokak’ta yayılıyor. Çarşının içerisinde her türlü antika dükkanı mevcut. Bu yüzden Balat Antikacılar Çarşısı da denir.
Tarihi Agora Meyhanesi’nden Yanbol Sinagogu’na kadar, burada yer alan dükkanlar ve mekanlar hem tarihle iç içe hem de cıvıl cıvıl bir atmosfere sahip. Bu sayede Çıfıt Çarşısı, Balat’ın en belirgin yüzlerinden birisi. Özellikle antika dükkanlarında düzenlenen mezatlar gibi çok çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Çarşının özellikle antikacılar bölümü turistler tarafından oldukça ilgi görüyor. İster alışveriş yapın, ister sadece dolaşın, Çıfıt Çarşısı’nda sizi harika bir deneyim bekliyor.
21. Esnaf Loncası Sokak
Bu sokağın listemizde yer alma nedeni diğerlerinden çok daha güncel. Özellikle Balat Çukur dizisi sevenler için özel bir adres. Çünkü Esnaf Loncası Sokak, 2017-2021 yılları arası yayımlanan Çukur dizisinin çekim adreslerinden. Yayımlandığı yıllarda bir fenomene dönüşen dizinin meşhur kahvehanesi bu sokakta yer alıyor. “Dostlar Kahvesi” isimli mekanı günümüzde de ziyaret ederek bir çay içebilirsiniz!
Balat Gezilecek Yerler: Balat Kafeler
22. Naftalin Kafe
Naftalin Kafe, kendine has atmosferiyle Balat’ın en karakteristik mekanlarından. Dekorasyonunda kullanılan vintage eşyalar, antika mobilyalar ve dönemin plakları, geçmişe bir yolculuk hissi uyandırıyor. Naftalin Kafe’nin menüsü de tıpkı dekorasyonu gibi özgün.
Kafe, geleneksel Türk kahvesinden özel tatlılara kadar geniş bir yelpazede lezzetlere sahip. Mekan aynı zamanda sanatseverler için de bir buluşma noktası olma özelliği taşıyor. Sık sık düzenlenen etkinlikler, sergiler ve kültürel faaliyetler, bu mekânı sadece bir kafe olmaktan çıkarıp, her şeyden önce Balat’ın sosyal ve kültürel hayatının merkezlerinden biri haline getiriyor.
22. İncir Ağacı Kahvesi
İstanbul Balat gezilecek yerler listemizde sıradaki adres İncir Ağacı Kahvesi. İsmini bahçesindeki yemyeşil incir ağacından alıyor. Bu şirin kafe, hem göz zevkine hitap eden dekorasyonu hem de damak zevkinize uygun lezzetleriyle dikkat çekiyor. İncir Ağacı Kahvesi’nin, organik ürünler kullanarak hazırladığı menüsünde kahve çeşitlerinden ev yapımı pasta ve tatlılara kadar birçok seçenek var. Yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra, bölge sakinlerinin de uğrak yeri olmuş Balat kafelerinden. Kesinlikle uğramadan geçmeyin!
23. Molla Aşkı Terası
İstanbul’un tepeden izleyebileceğiniz muhteşem manzaralı bir nokta mı arıyorsunuz? Molla Aşkı Terası sizin için ideal durak! Molla Aşkı Manzara Tepesi olarak da anılmaktadır. Balat’ın kalbindeki bu özel yer, Ezel ve İncir Reçeli gibi yapımlara ev sahipliği yapmış. Terasın manzarası, hem Asya hem Avrupa’nın eşsiz görüntülerini bir arada veriyor. Topkapı Sarayı’ndan Galata Kulesi’ne uzanan panoramik görüntüler sizi şüphesiz büyüleyecek.
Molla Aşkı Terası İstanbul’un en güzel köşelerine hakim bir manzaraya sahip. Dolayısıyla en özel Balat kahvaltı mekanları arasında yer almaktadır. Ancak yaz aylarında yoğunluğun arttığını hatırlatalım. Manzaraya karşı keyifli bir zaman geçirmek isteyenler kesinlikle bu fırsatı kaçırmasın!
Balat Gezilecek Yerler: Balat Meyhaneleri
24. Agora Meyhanesi
İstanbul Balat’ta eşsiz bir meyhane deneyimi yaşamak isterseniz, Agora Meyhanesi sizleri bekliyor. Bu tarihi meyhaneyi 1890 yılında Rum Kaptan Asteri Dulidis tarafından açmış. Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen en eski meyhanelerden biri. Şarkılara konu olmuş, Yeşilçam yıldızlarını ağırlamış bu mekan, lezzetli mezeleri ve Süryani şarabıyla da ünlü.
Gündüzleri daha sakin, ancak akşam için rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Agora 1890 olarak bilinen bu meyhane, Balat’ın en meşhur noktalarından birisi. Tarihi bir atmosferde, Haliç’e bakan sokaklarda keyifli bir akşam için Agora Meyhanesi’ni kesinlikle denemelisiniz!
Balat Gezilecek Yerler: Balat Müzeleri
25. Balat Oyuncak Müzesi
İstanbul’un eşsiz semti Balat’ta, Balat Oyuncak Müzesi 1000m²’lik geniş bir alanda hizmet veriyor. Bu eşsiz müze, 13 Haziran 2021 tarihinde kapılarını açtı. 17.000 parça oyuncakla geçmişten günümüze, hatta geleceğe uzanan bir yolculuk vadediyor. Son 50 yılın en ilgi çekici oyuncaklarından, ülkemizin en büyük kurşun asker koleksiyonuna, çizgi film sahnelerinden özel üretim oyuncaklara kadar geniş bir yelpaze mevcut.
Çocuklu aileler için birebir olan bu mekânda, maske boyama ve tahta maket birleştirme gibi atölyeler de yer alıyor. Doğum günü partisi düzenlemekten, müze kafede soluklanmaya kadar pek çok fırsat sunan Balat Oyuncak Müzesi, haftanın her günü 10:00-20:00 saatleri arasında ziyarete açık. Her yaştan ziyaretçi için unutulmaz bir deneyim olan bu müze, şüphesiz önerdiğimiz bir Balat hazinesi.
Balat Gezilecek Yerler: Balat Ev Kiralama
Missafir Balat Kısa Dönem Kiralık Evler
Balat konaklamanızda Missafir’in zengin ürün yelpazesi içerisinden beklentilerinize ve zevklerinize uygun evlerimizde 5 yıldızlı otel kalitesi ve ev konforunu bir arada deneyimleme fırsatına ne dersiniz? Balat kısa dönem kiralık dairelerimiz Torch ve Sirius sizleri bekliyor!
Evinizi Missafir ile Kiralayın!
Merkezi konumlu dairelerden deniz manzaralı villalara, modern dairelerden otantik taş evlere… Missafir, ev sahiplerine kısa ve orta dönem kiralamalarda teknoloji tabanlı akıllı mülk yönetim sistemiyle dijital çözümler sunuyor. Siz de dairenizi Missafir’in portföyüne katıp kira gelirinizi artırmak isterseniz, hemen teklif alın!
Okumaya devam etmek isterseniz, Beyoğlu ve Kadıköy gezilecek yerler yazılarımızı da tavsiye ederiz!